Çocuklar, etraflarındaki dünyayı keşfetmek ve tanımak için duyularını kullanmaktadır. Bebeklerin ve çocukların doğal davranışlarında keşfetme dönemlerinde duyularını nasıl kullandıkları görülür. Duyusal oyunların temeli ise bu doğal yapıya dayanmaktadır.
Bazı çocuklar etraflarında gördüğü kalabalık bir çocuk grubunun çıkardığı sesler ve gördükleri karmaşa nedeniyle adapte sıkıntı yaşayabilir ve oyuna katılmakta zorlanabilir. Duyularını keşfetme açısından yeterli deneyime sahip olan çocuklar, kendileri için önemli olmayan uyaranları engellemeyi başarabilir.
Çocukların duyularını keşfedebilmeleri, adapte olabilmeleri için çokça uyarana maruz kalacakları alanlara ihtiyaçları vardır. Bu alanı sağlayabilmek için en önemli yol duyusal oyunlar kurmaktır.
Çocukların işitme, tatma, görme, koklama ve tat alma duyuları doğal olarak da gerçekleşecektir. Fakat duyusal oyunlarla beraber farklı uyaranlara maruz olan çocuklar, kalabalıklarda kafa karışıklığı yaşamayacak, işine yarayan ve yaramayan duyusal girdileri ayırt edebileceklerdir.
Duyusal oyunlar sayesinde çocukların sıkma, çekme ve itme gibi motor becerilerinin gelişmesine yardımcı olur. El-göz, göz-ayak koordinasyonunun gelişmesini sağlar. Ancak en önemli kısmı çocukların beyin gelişimine doğrudan etki etmesidir.
Çocuklar duyusal oyunlarla beraber ileri yaşlarında öğreneceği bisiklet binme, ayakkabı bağlama, yazı yazma ve resim yapma gibi yetenekleri küçük yaşlarında öğrenecektir.
Duyusal oyunlar sayesinde çocuklar duyularını uyarmak ve geliştirmek için zaman harcarlar. Yaratıcılıklarının gelişmesi sağlanır. Zekâlarının gelişmesine katkıda bulunur. Çocukların büyüme sürecinde yaşadığı kriz anlarında sakinleşmesine fayda sağlar. Duyusal oyunlar ile büyüdükleri için hayal güçleri genişlemiştir bu nedenle oyun kurmakta zorluk çekmezler.