Aile İçi İletişimin Önemi

Aile İçi İletişimin Önemi

Aile İçi İletişimin Önemi

Aile, toplumun en küçük birimi ve temel yapı taşı yani çekirdeğidir. En küçük olan bu yapı, sosyal hayatımızda çok büyük etkilere sahiptir. Aile, doğan her çocuk için hayata nasıl bakılacağının, nasıl algılanacağının, nasıl iletişim kurulacağının öğrenildiği bir okuldur. Çocuklar doğdukları ilk aylardan itibaren gördükleri, hissettikleri ile bu hayat okulunun ilk derslerini öğrenmeye başlarlar. Aile kurulurken bakım veren kişilerden her biri kendi köken ailelerinin davranışlarını, alışkanlıklarını, adetlerini, bakış açılarını ve iletişim kurma tarzlarını, sorunları çözme şekillerini beraberlerinde getirirler. Bu sebepten dolayı aileye bir çocuk katıldığında o birliktelik esas bir aile olur ve bakım veren ebeveynlere bir çok sorumluluk yüklenir.

Başlıca önemli konulardan biri olan iletişim de sağlıklı kurulduğunda aile içerisinde çatışmaların önüne geçilebilir. Bunun için dikkat edilmesi gereken birkaç tavsiye verilmesi gerekirse:

DİNLE
İletişimin ilk ve en önemli kuralı doğru dinlemeyi gerçekleştirmektir. Dinlemeyen bir birey olaylara doğru şekilde yaklaşamaz ve duruma uygun tepkiler veremez. Çocuklar da kendini ifade etmeye başladığı zaman onları yargılamadan, sözlerini kesmeden, sabır ve dikkatle dinlemek çok önemlidir. Ebeveyn çocuğu önemseyerek dinlerse çocuk da ebeveyne karşı bu şekilde yaklaşacak ve karşılıklı olarak sağlık bir iletişim kurulacaktır.

İFADE ET
İkinci kural kendimizi “sen” dili ile değil “ben” dili ile açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilmektir. Çünkü ifade etmediğimiz veya doğru şekilde aktaramadığımız bir bilgiyi karşımızdakinin eksiksiz anlamasını bekleyemeyiz. İhtiyaçlarımızı konuşarak aktarmak ve bunu aktarırken de ben dili kullanmak bu noktada çok önemlidir. Örneğin; “Neden ders çalışmıyorsun?” demek yerine “Son zamanlarda ders çalışmaman beni üzüyor.” demek sağlıklı bir iletişim kurmada daha etkili bir yöntemdir.

KURAL KOY
Bir diğer kural; çocuklara sınırlar olduğunu hissettirmektir. Her ailede duruma uygun kurallar ve sınırlar olmalıdır. Bu hem güvenilirlik açısından hem de tutarlılık açısından çok önemlidir. Çocuklar bu sayede doğru kişiliğe sahip olup, hangi ortamda nasıl davranacağını bilip, hayatlarını kolaylaştıracak şekilde uyumlu yaşamayı öğrenirler. Bu da hem aile içinde hem de sosyal çevrede yaşayabilecekleri iletişim problemlerinin önüne geçer.

DUYGULARINI BELLİ ET
Son olarak değinilebilecek kural da duygulardan korkmamaktır. Çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi birçok duygu yaşarlar. Sözel ifade bakımından sınırlı olabildikleri için de bunların bazısını anlayamayız. Fakat duyguları, davranışlarına yansıyabilmektedir. Örneğin; kıskançlık duygusu, eskisi gibi sevilmeyecek, beğenilmeyecek olma korkusundan; öfke, kendini etkili ve yeterli şekilde ifade edememe korkusundan kaynaklanabilmektedir. Buna karşılık ebeveynler olarak çocuklarımıza gereken duygu davranışını göstermekten çekinmemeliyiz. Onlara sevgimizi gösterip sevildiklerini hissettirmek, yeri geldiğinde ise olumsuz davranışlarını pekiştirmemek adına yine onların iyiliği için ciddiyetimizi korumak önemlidir. Bizler duruma uygun tepkiler verip duygularımızı göstermekten çekinmezsek onlar da bizlerden bunu görüp örnek alırlar ve hayatlarında bunu uygularlar.

Unutmayın ki; ebeveyn, çocuk için bir aynadır. Biz onlara neyi nasıl yansıtırsak onlar da onu görür, uygularlar. Hayatta problemler olacaktır, asıl mesele onları nasıl çözdüğümüzdür.